Anılarımızı Kaydedip Sonra Tekrardan İzleyebilmemiz Mümkün mü?
- Admin
- 3 Eki 2022
- 2 dakikada okunur
Teoride bu durum şöyle olabilir;
Öncelikle gerçek hayatta bunu gerçekleştirebilmek için vücuda yerleştirilen bir giyilebilir video ve ses kayıt cihazına ihtiyaç var. Bu alanda çalışan uzmanlara göre, geniş bir depolama kapasitesi olan, beynin içine yerleştirilebilir veya taşınabilir bir aygıt bu süreçte bize eşlik etmeli. Bu aygıtın depolama alanı önemli çünkü kaydedilecek çok anı var. Anılar kaydedildikten sonra tekrar izlemek için kontakt lensin veya gözlüğün de gerektiğini söyleyebiliriz.
Mesela Meta (Mark Zuckerberg'in kurucularından biri olduğu şirket), tek dokunuşta ses ve görüntü kaydı yapabilme özelliği olan akıllı gözlükleri piyasaya sürmeyi planlıyor. Yani o tarz bir cihazı üzerimize giymemiz gerekiyor. Tabii bunlar görmek için kullanılan sıradan gözlükler veya lensler değil. Bunlar, görüntüleme ve yeniden oynatma özelliği olan teknolojik cihazlardır.

Black Mirror'da beynin içine yerleştirilen cihaz, anıları harici olarak değil, dahili olarak kaydediyor gibi düşünebilirsiniz. Yani bu, anıların kaydedilmesi için ekstra bir işleme gerek olmadığı, cihaz takılıyken kendisinin kayıt ve depolama işlevini otomatik olarak üstlendiği anlamına geliyor.
Daha açık bir ifadeyle; bu cihaz, beyninizde takılıyken gözünüzün gördüğü, kulağınızın duyduğu, vücudunuzun temas ettiği her deneyimin otomatik olarak kaydedilip sonra tekrardan izlenebilen hatıralara dönüşmesi mümkün oluyor. Gördüğünüz gibi teoride her şey usulüne uygunmuş, pratikte de yapılabilirmiş gibi geliyor ama işler tam olarak düşündüğünüz gibi olmayabilir.
Peki bunun hayata geçip geçemeyeceği konusunda bilim ne söylüyor?
Kaliforniya Üniversitesinde yapılan bir araştırmada araştırmacılar, bir kişinin gördüğü şeyleri, yani görsel algısını yeniden düzenleyebilmek için çeşitli hesaplamalar yapıp fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) işlemi uyguluyor. Denekler uzunca bir süre MRI (manyetik rezonans görüntüleme yani bildiğiniz emar) cihazında oturuyor. Uzmanlar, kişilerin gördükleri görüntülerin bilgilerini beyinlerine işleyen kısımdaki (görsel korteks) kan akışını gözlemlerken, bu sırada katılımcılara iki tane film fragmanı izletiyor.
Daha sonra ise akademisyenler, kişilerin fragmandaki görselleri gördükten sonra ortaya çıkan beyin aktivitelerini kaydediyor. Aslında bunu yapmalarının amacı, insanların izledikleri videoların beyin aktivitelerini nasıl uyandırdığını tahmin etmek diyebiliriz.
Esasen bu araştırmada yer alan akademisyen Jack Gallant'e göre çalışmanın amacı, deneklere izletilen kliplerin, beyin hareketlerini nasıl etkilediğini bulduktan sonra o bulgulara göre bir hesaplama modeli çıkartıp yeniden bir görselleştirme oluşturabilmek. Yani en basitiyle size şöyle söyleyelim: İnternette en çok izlediğiniz videolara göre karşınıza ürün reklamlarının çıktığı oluyordur. Misal bir ayakkabı markasının sitesinde gezindikten sonra herhangi bir sitede, o ayakkabı markasının reklamlarını görmeniz tam da bu araştırmanın amaçladığı şey diyebiliriz.
Şimdi bunun konumuzla alakası da şu: Bu araştırmadan çıkan sonuca göre kimsenin bilmediği ve görmediği anılarınız, yarın bir gün böyle bir teknolojiye maruz kaldığında, o anılara benzeyen yeni görüntüler üretilebilir. Yani böyle bir olasılık var. Ancak bu tarz bir durum söz konusu olduğunda, tabii ki burada bazı etik sorunlar ortaya çıkabilir. Mesela her anı kişisel ve özeldir. Başka birisi tarafından kullanılmak istendiğinde, hafızanın gizliliği ihlal edilmiş olur.
Comments